İSLAM’DA ÖRTÜNME VE AHZAP SURESİ 59. AYET

18/11/2009

1.5 milyarlık İslam dünyası aynı kitabı okuyor, farklı anlamlar çıkarıyor…Bu anlamsızlığı da “mezhep” adı altında kutsuyor.. Aynı kitabı okuyup birbirlerini öldürmeleri de  muhammedin ölümünden günümüze kadar geleneksel olarak devam ediyor…

Kuran’da ki Allah,muhammede gönderdiğini iddia ettiği kitabında, 18 ayette “Apaçık”, 13 ayette ise “detaylı” diyerek kendini paralıyor..müslümanlar anlamamakta direniyor.1.5 milyarlık müslüman nüfusun tamamının anlama özürlü olabileceğini düşünmek olası değil…Allahın bütün alimleriniz toplansa bir kelimesini yazamazsınız dediği 6236 ayette kendini ifade edemediği daha akla uygun.. (tabi ki burada kendisini ifade edemeyen muhammed’tir)

Türkiyede toplumsal ve siyasal olarak ciddi bir kamplaşma yaşanıyor.Bu durum ülkemizi gelecekte parçalayıp, hatta iç savaşa sürükleyecek kadar ciddidir..Bunun temelinde yatan nedenlerden birisi de islamın en tehlikeli sembol’ü başörtüsü veya türbandir..Bir avrupa ülkesinde gezerken kimin katolik, kimin protestan, kimin musevi olduğunu anlayamazsınız…bu ayrışmaya neden olacak  sembolleri yoktur.Oysa bir müslümanı dünyanın her yerinde tanıyabilirsiniz..Kadını lahana gibi sarılıp sarmalanmış,erkeği sakallı, en moderni badem bıyıklı…aynı müslümanların  hangi ülkeye ait olduğunu da   anlayabilirsiniz..Arap peçe takar,iranlı kara bir başörtüsü,Afganistanlısı kıyafetin hapishane şeklinde olanı burka….yurdum müslümanı armutu çağrıştıran kafasına ismi armani’den devşirilen allı güllü Armine türban… Müslüman ülkemizin deniz kıyıları da  farklı değidir..normal mayolusu, bikinilisi, günlük kıyafetleri ile gireni, haşeması ve burkinisi…hepsi allah birdir,muhammed onun peygamberidir der, kendilerini müslüman olarak tanımlarlar..hepside kıyafetlerinden dolayı birbirlerini eleştirir..

cüppeli hoca ahmet efendi hazretleri bile malta’da üstsüzlerin oldugu plajda denize girmesini “islama göre yanlış yoktu, takvada hata yaptım”diyerek izah etmiş ve sizde bu masalı kuzu sessizliğinde dinlemiştiniz…öyle olmasaydı hoca efendi yüzme havuzlu villasında saz çalmaya devam edebilirmiydi? kusuru kızında değil, kadı’da görüyoruz..aşağıdaki resimde cenneti bu dünyada yaşayan hoca efendiyi, malta plajlarında huşu içinde hurileri pardon üstsüzleri rontgenlerken görebilirsiniz…Kadınlar göğüslerini saklarken hoca efendi sarkmış gögüslerini neden saklama gereği duymuyor..Size sapıkça gelsede bazı kadınlar erkek memesinden veya kıllı erkek vucudundan tahrik olabilirler…(delikli boncuk görese tahrik olan erkeğin sapıklıklarına girmek istemiyorum..konuyu dağıtırız) Bu durumda hoca efendi ağda veya epilasyon yaptırıp bikininin üstünü giymeliydi!

Bir süpermarket dini olan kuranda, ayetler birbirleri ile çelişirler…Hatta aynı ayet içinde bile çelişkiler görülür..Neden herkes islamı farklı anlar ve yaşar.? “Bir kelimesi değişmez” denilen ayetlerin  anlamları nasıl değişebilir?Aynı kitabı okuyup bu örtünme çeşitliliğin sebebini merak ederiz..Ben ederimde müslümanların etmediği kesin.İslam beyin kıvrımlarını zedelemiştir, düşünme yetilerinin kaybolmasına neden olmuştur..

Aşagıda düşünme yetisini kaybetmiş  altı erotik, üstü takva olan müslüman bir kadınımız..

Yerli malı müslümanların “en doğru islam türkiye’de yaşanır” gibi bir savları vardır…Peki kuranı kendi dilinde okuyup uygulayan arap yanlış mı yapmaktadır.? Bakmayın siz bikimkilerin komiklik yaptıklarına, haşema , burkini veya günlük giysiler ile denize girip Bo Derek gibi olacaklar sonrada gidip  afgan ve suudi kadınına “şekerim vallahi biz en doğru islamı yaşıyoruz, haşema ve burkini ile denize giriyoruz” diyecekler…üstelik  dış örtülerinizi almadan sokağa bile çıkmayın diyen ayete nazire yaparcasına..

islam kadının güzelliklerini gizlemeye çalışırken, yurdum müslümanları islami moda haftaları ve defileleri düzenlemeye devam etsinler..Onlar da bizimkilerin yaşadığı islam ile dalga geçsinler…Bir iranlının, bir suudi arabistanlının veya bir afganlılının “biz yanlış islamı yaşıyoruz, en dogru islam türkiyede yaşanıyor,afferim türklere” dediğini mi düşünüyorsunuz..?.Tabi ki değil..Herkes bir yol tutturmuş olmayan şol cennetlere doğru kürek çekmekte…

En doğru islam nerede yaşanıyor sorusu görecelidir. Her ülkeye, her müslümana, her mezhebe, her tarikate göre farklılıklar göstermektedirler. Müslümanlar arasında en temel konularda bile derin bir görüş ayrılığı vardır. Görüş ayrılığı yaşamadıkları tek payda cennet ve nimetleridir..gelecekte biraz daha bilinçlenecek olan müsluman kadın “size huri var da bize niye yok” derse sus payı olarak 3-5 nuri sözü verileceği kesindir..hafif yumuşaklıktan zarar gelmez…

İslamın en doğru nerede yaşandığını söylemem zor olmasına karşın örtünmenin en dogru Afganistanda uygulandığını söyleyebilirim.Burka islama göre en doğru örtüdür.üst resimdeki bayanı alt resimdeki bayanların ülkesine gönderin bakalım, müslüman kardeşimiz mi gelmisş diyecekler, yoksa recm mi edecekler..iki ülkede ve her iki resimdekilerde müslüman..

Kuran’da, Rahman suresi 55.sırada olup 78 ayetten oluşmaktadır.Bu ayetlerden 31 tanesi aynı nakarattan ibarettir. “İmdi Rabbinizin nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz? Allah yarattığı kulunun anlamayacağını düşünüp 31 kere tekrar etme gereği duymuş olmalı.Bu basit cümleyi 31 kez tekrar eden allah islamın en önemli konularının başında gelen örtünme konusunda aynı hassasiyeti göstermeyip bir tek ayette bile örtünmeyi net bir şekilde ortaya koymamıştır. Mükemmel olduğu iddia edilen kuran örtünmenin şeklini yeterli şekilde izah edemediği için günümüzde yaşanan kaos ortaya çıkmıştır.

örtünmenin konu edildiği 3 ayet var ve bunları aşağıda inceliyeceğiz.. Bu ayetlere bir göz atalım.

Nûr Suresi, ayet 31:

“Mümin kadınlara söyle: Gözlerini korusunlar, namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üstüne örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları ellerinin altında bulunan, erkeklerden kadına ihtiyacı kalmamış hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklan ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.”

Nur suresi 31 Örtünme konusunda ki en belirgin ayetir..muslumanlar bu ayeti referans kabul eder.Oysa ayette nasıl ve nerelerin örtüleceği çok belirgin değidir.böyle olsa idi bütün müslumanlar tek tip örtünüyor olurlardı.Baş örtüsü takmayan kadında, türban takanda,yemeni bağlayanda, peçe veya burkaya girenide müsluman..herkes kendine göre yorumluyor ayeti.. (esasında ayetleri kadınlar yorumla(ya)mıyor..böyle bir şansları yok..Her şeyde olduğu gibi nasıl örtüneceklerinide erkekler belirliyor)

Dünya nüfusunun sadece % 20 si müslumandır..Adem ile havva gibi dolaşan insan, ilkel kabilelerde bile neredeyse kalmamıştır.Çıplak gezmeyi emreden veya öneren bir din,  felsefe veya ideoloji de yoktur.Kıyafet ve vucudun belirgin yerlerini örtemek,  insanlığın ürettiği ortak bir değeridir.

Bu ayeti dilediği gibi yorumlayıp dilediği gibi örtünen müslüman kadınlar namuslu ve iffetli, hoşgörü dini islam’a göre örtünmeyenler ise namussuz ve iffetsizdir!!

Ayette “ ZİYNETLERİNİ TEŞHİR ETMESİNLER” diye geçiyor..ziynet nedir?  Sözlüklerde değerli eşya, süs eşyası, takı olarak geçsede kuran’da ziynetten kastedilen kadın vucudunun bir kısmıdır.. bunu ben değil islam mollaları söylüyor..o zamanlar ziynet sahibi olmak prestij nedeni olabilir.kolundaki bilezigi belli etmek icin ayaklarini yere vurmak gerekmez, elini, kolunu sallaması yeterliydi..ayet de Elini kolunu sallama derdi..hikmetinden sual olunmaz emme, koskoca allah ziynetten korksaydı her şeyi yasakladığı gibi onuda yasaklardı…bunu düşünmemiş olamaz..Zinhar saçlarda teşhir edilmediğine göre ziynet katagorisine dahildir..kadının kılı, tüyü ziynet oluyorda erkeğin ki neden olmuyor..? Neden erkekler suratlarındaki kıl kümesini sıvazlayarak hoyratça teşhir ediyorlar..?

GİZLEMEKTE OLDUKLARI ZİYNETLERİ ANLAŞILSIN DİYE AYAKLARINI YERE VURMASINLAR..

Burada açık konuşalım..ayaklar yere vurulduğunda sallanabilen kadın uzvu nedir? Bunu göğüsler ve belki birazda popo olarak izah edebiliriz…ayaklar yere vurulmazsa bu organlar yok mu sayılır? Atletizim müsabakalarında veya diğer kadın sporlarında statyuma giden erkek tahrik mi olmaktadır? Bayanların spor müsabakasını TV’den izleyen erkek Genelevden naklen yayın var diye mi düşünür.? Siz ayağını yere vurarak erkeğini baştan çıkarabilen bir kadın duydunuz mu?!!

Peki, Türkiye’deki tesettür anlayışı bunları gizlemeye yeter mi?  Saçının tek telini göstermeyen müslüman kadınlarımızın çoğunluğu, ayaklarını yere vurmasada vucudunun bütün hatlarını sergilemezler mi? Aşağıda ki resimdekiler en bi müslüman kadınlarımızdır..ben göğüslerini ve vucut kıvrımlarını görüyorum..ya siz takva yaşayan müslümanlar?

Müslüman olmayan dünya kadınları ayaklarını yere vurarak mı gezerler..? Ayağını yere vursalar o anda sallanan göğüs gören batılı erkekler erekte mi olurlar.?

Nasıl bir  komedi bu?

O zaman şöyle söyleyebiliriz… erkeğın kılı kadını tahrik etmiyor fakat kadının kılı erkeği tahrik ediyor.. erkegin vucudu kadını tahrik etmez, kadının eder!!Müslüman olmayan, yani kadının başının örtülmediği, çagdaş kıyafetlerle gezilen toplumlarda ise her an kadın saçı gören erkek  zeus vaziyetini alır!!!!

Bu anlayıştan yola çıkarak 10 yaşından sonra kız çocuklarının  vucutlarını ve saçlarını sarıp sarmalayıp, bütün erkekleri potansiyel sapık yerine koyuyorlar..müslüman erkekte kendisindeki potansiyelin keşfedilmesinden  gurur duyuyor..

kadını lahana moduna sokan erkek egemen islamın erkegi neden yarı çıplak gezer..göz görür gönül çeker diyorsanız, kadının da nefsi duyguları oldugunu düşünüyorsanız erkeğide tesettüre sokup, türban taktırın…daha radikal bir önerim var, kadınların sokağa çıkması tamamen yasaklayın!!!

ahanda size ziynetlerini sergileyen müslüman erkek..bu müslüman arkadaş cüppelinin yanında tesettürlü kalır..cüppeli gibi sarkmış memeleri göstermiyor..Kadınlar gözlerini sakınsınlarda.. olmaz ki, böylede tavaf edilmez ki?..

tecavüz coşkun’un bile kıl’dan tüy’den sebeplerle bir kadına icra-i sanat eylediğini duymadık.

Cinselliği saça kadar indirgeyen islam,barbi bebekten bile tahrik olabilen Cüppeli hoca’’lar yetiştiren kocaman bir bataklığa dönmüştür…

Aynı ayette GÖZLERİNİ KORUSUNLAR ibaresine dikkatinizi çekmek istiyorum.Biraz sonra tekrar bu konuya değineceğim..

Nûr Suresi, ayet 60:

“Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş kadınların ziynetlerini göstermeksizin, dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır.”

Ayet içinde geçen “ÇOCUKTAN KESİLMİŞ KADINLARIN”söylemi var, başı sonu belli değil..kadın kısır..henuz genc yaşında olmasına rağmen cocuğu olmuyor…veya kadın 40 yaşında cocuktan kesildi…Burada biyolojık bir durum söz konusu…hiç çocuğu olmayanda,40 yaşında çocuktan kesilende, 65 yaşında doğuranda var.. ülkemizde cocuktan kesildikten sonra dış örtümü kullanmayabilirim diyen yurdum kadını olmamıştır..Benim anladığım dış örtü vucut hatlarını belli etmeyendir…özellikle genç nesil türbanlı müslümanlar vucut hatlarını alabildiğine sergileyecek kıyafetler giymekte,  ilerleyen yaşlarında ise daha çok kapanmaktadırlar..aşağı resimde ki genc bayan yaşlandığında yanında ki gibi olacaktır, muhtemel yanında ki gençliğinde onun gibiydi..

Yukarıda ki  iki ayette  başların nasıl örtülmesi gerektiği net bir şekilde açıklamamaktadır.. çunki iffetli olmanın kriteri kurana göre  şekli belli olmasada örtünmektir…Örtünme çeşitliliğinin nedeni ise örtünde, nasıl örtünürsen örtündür..yeter ki iffetsiz olma!!!

Ahzâb Suresi, ayet 59:

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına örtülerini üzerlerine almalarını söyle. Onların TANINMAMASI ve inciltilmemesi için en elverişli olan budur.”

www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=33&ayet=59 linkine tıkladığınızda  bütün mealcilerin kuran’ına ulaşabilirsiniz…Altı çizilecek cümle “TANINMAMASI“dır..

Burada kıvıracak bir argümana sahip değisiniz…Afganlı kadınlar kıvırmadan BURKA’nın içine girerek iffetlerini koruyorlar! (sıkıysa burka’nın içine girmesin)

Başına çorap veya maske geçirip bankaya dalan adamı “hidayete ermiş” olmakla  yorumlamıyorsanız bunun tanımmamak için bir önlem olduğunu anlayabilirsiniz.

Burka hariç hiçbir örtünme ve tesettür şekli TANINMAMAK için yeterli değilidir..

Peçe bile tanınmayı engelleyecek bir örtünme şekli değildir..Zira gözünüzün rengi, birinin kör oluşu, şehla oluşu,kaşlarınız,kirpikleriniz, derinizin rengi, alın çizgileriniz  tanınmaya yeterli olabilir…Tanınınca ne olur sorusuna girersek işin içinden çıkamayız…Bütün erkeklerin müslüman olduğu bir ülkede tanınmak tehlikeli bir durum ise, burada mülüman erkekleri cezalandırmak gerekir, kadını değil..fatura her durumda kadına kesiliyor, sonrada islam kadına değer verir deniliyor.

Nur suresi 31 ayette GÖZLERİNİ KORUSUNLAR demiyormuydu…? sizce neden gözlük takıyor aşağıda ki bayan..veya neden burkaya giriyor afganlı…neden tamamen kara örtüler içinde suudi kadını!!!

Şimdi bu iki ayeti yorumladığımızda hem TANINMAMAK hemde GÖZLERİ KORUMAK için en doğru örtünme şeklinin BURKA olduğunu düşünmek, sanıyorum yanlış olmaz..

Hayır yanılıyorsun diyorsanız, yanılan ben değil asr-ı saadet dönemini yaşamak için canlarını veren Afgan halkıdır…Kutsal dediğiniz topraklarda yaşayıp islamı anlamayan suudi müslümanlardır.

Bindiğiniz dolmuş sizi cennete götürmez..Yarından tezi yok ya BURKA’larınızı sipariş ediniz, ya da o  dolmuştan ininiz..Müslümanım diyen hatun kısmına duyurulur..

(haaaa..müsluman erkeklerede duyurulur..kadınlarınızdan siz sorumlusunuz)

Bu dinsiz imansız vatandaşın da kıyağını  unutmayın..dua falanda istemez hani.!!!

Not: Bu yazımı bütün müslüman Türk kadınına ve islamda başörtüsü yoktur diyen Sayın Özdemir İnce’ye ithaf ediyorum..

“Apaçık” kelimesinin geçtiği ayetler;  43/2 – 12/1 – 2/99 – 22/16 – 27/1 – 36/69 – 58/5 – 10/15 -15/1 – 19/73 – 22/72 – 24/1 – 28/1-2

Ayrıntılı ve ayrı ayrı açıklandığını öne süren ayetler ; 7/32 – 6/97 – 12/111 – 6/154 – 6/119 – 13/2 – 30/28 – 70/52 – 10/37 – 6/126 – 24/34 – 24/46 – 11/1-2


CENNET’TE SATILIK KÖŞKLER

10/08/2009

Elimde kumanda tv kanallarinda geziyorum..atv avrupa kanalında bir reklam başladi.. Köln’de avrupanın en büyük camisi yapılıyor.cami para toplamak için atv kanalına reklam verilmiş..reklamı sloganı da şu..

“Kim Allah rızası için bir mescit yaptırırsa, Allah da bunun karşılığında ona cennette bir köşk ihsan eder” Buharî, Salat,65; Müslim, Mesacid, 24,25

Maneviyattan söz eden islami kesim allah ile ticarete girismişler al gülüm ver gülüm yapıyorlar..

Bir kaç  euro yardımda bulunuyorsunuz, cennette ki köşklerden birini kapıyorsunuz..

Allahin rızasını kazanıp mülk sahibi olmak sadece bir kaç eurodur.

Müslüman vatandaşlarımızın gururun okşandığı kesin..boru değil, avrupanın en büyük camisini osmanlıdan sancağı devir alan biz Türkler yapıyoruz..

Yimpaşlar,Kombassanlar veya deniz fenerleri ile soyulduğu yetmedi avrupalı Türklerin, cennet’te köşk icin sıraya girdiler.

Ortaçağ  avrupasın da hıristiyan papazlar tapulu cennet arazileri satıyorlardı..21.yy’da müslüman papazlar inşaat işine girişti, boş arazi değil üstelik, üzerine köşkler inşaa edilmiş oturmaya hazır bitmişini satıyorlar..utanmasalar hemen taşın diyecekler…

Memleketimin yeni zenginleri ahbap çavuş ilişkileri sonucu hak etmeden kazandığı paraları inşaata yatırdılar..Binaların üzerinede kocaman “mülk allahındır” yazdılar..

Allahın mülkünü kiraya verip paralar kazanmaya devam başladılar..Sorarsanız Allah adina kira topluyorlar.biz emanetçiyiz,kefenin cebi yok repliğini  tekrarlıyorlar..yakın zamana kadar parasızlıktan çocuklarını amerikada bursla okutanlar halkın sırtına binerek gemicikler alıp, hastahaneler kurdular, altın şirketlerine ortak olup, sayısız gayrimenkullerin ve arazilerin sahipleri oldular..yetmedi televizyon kanallarinı ve  gazeteleri ele geçirdiler..

senin para verip cennette köşk sahibi olma hayalin, bu dünyada başkalarının yaşadığı köşklere dönüşüyor…

kabahat sende demeye dilim varmiyor ama, kabahatin çoğu senin canım kardeşim demisti nazım usta..

Allah adina çalıyorlar, allah adina satıyorlar, allah adına kiraya veriyorlar..

Durmak yok, yolmaya devam.


KURAN’IN ALLAHINA GöRE İNSAN NASIL BİR VARLIKTIR.

10/08/2009

İNSAN NANKÖRDÜR:

“Kahrolası insan ne nankördür (inkârcıdır)” (Abese 80/17)

İNSAN ACİZDİR:
toplu iğneyi batırsan zıplar, sivrisinek anasını ağlatır… Yarım nefesi alamazsa ya da verememezse sahte azameti ve palavrası yerle bir olur!. (Mâide 5/30-31-Nahl 16/4 bkz.)

İNSAN ZAYIFTIR:
“Allah *sizden (yükünüzü) hafifletmek ister, çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” (Nisâ 4/28)

İNSAN YÜZSÜZDÜR,ÜMİTSİZDİR;
“İnsan hayr istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir…” (Fussilet 41/49)

İNSAN ACELECİDİR;
“İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan pek acelecidir!…” (İsrâ 17/11)
“İnsan aceleci (bir tabîatta,huyda) yaratılmıştır. Size âyetlerimi göstereceğim; Benden acele istemeyin.” (Enbiyâ 21/37)

İNSAN ZALİMDİR :
“O size istediğiniz her şeyden verdi. ALLAH’ın ni’metlerini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan zâlim ve keffardır (nankördür) ” (İbrâhim 14/34)

İNSAN NANKÖRDÜR VE CAHİLDİR;
“Biz emâneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o (insan) çok zâlim ve çok câhildir!…” (Ahzâb 33/72)

İNSAN CİMRİDİR:
“De ki: RABB’imin rahmet hazinesine eğer siz sahib olsaydınız, harcanır korkusuyla kıstıkça kısardınız. İnsanoğlu da pek eli sıkıdır (cimridir) .” (İsrâ 17/100)

İNSAN HIRSLI, HUYSUZ VE MIZIKÇIDIR;
“Gerçekten insan pek hırslı ve huysuz yaratılmıştır. Fenalık dokununca mızıkçı, hayr dokununca kıskançtır.” (Meâric 70/19-21)

İNSAN YAĞMACIDIR:
“Malı öyle bir seviş seviyorsunuz ki yığmacasına!…” (Fecr 89/20)

İNSAN AZGINDIR:
“Sakın okumazlık etme! Çünkü insan, muhakkak azıtır!…” (Alâk 96/6)

İNSAN SAPIKTIR;
“Andolsun ki; cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, onunla gerçeği anlamazlar; gözleri vardır, onlarla göremezler; kulakları vardır, ama onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidirler, hatta daha şaşkın (dallun:sapık) dırlar. İşte gafiller bunlardır.” (A’râf 7/179)

İNSAN HAYVANDIR;
“Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini veya anladıklarını (kavradıklarını) mı sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibi, hatta gidişçe (yolca) daha sapkındırlar. (dallun) ” (Furkân 25/44)

İNSAN KÖR BİR DÜŞMANDIR;
“İnsan görmez mi ki biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki apacık düşman kesilmiş” (Yâsîn 36/77)

İNSAN EŞŞEKTİR;
“Onlara ne oluyor ki Kur’an’dan yüz çeviriyorlar? Sanki onlar arslandan kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi!” (Müddessir, 49-51)

Birakin insanlar arasinda, hayvanlar arasinda bile ayrim yapar..Mesela Allah kendi yarattigi essegi sevmez ama arslani sever..
Kendi esirine saygi duymayan, asagilayan bir tanri olabilir mi?
O tanri, Kuran`in Allah`i olursa olur..Bir kismini digerinize ustun kildik demiyor mu?
* Yalancılar
* Maymunlar
* Domuzlar
* Eşekler
* Pislikler
* Aşağılıklar
* Canı çıkasıcalar
* Köpekler
* Alçaklar
* Yabani eşekler
* Merkepler
* Susamış develer
* Geberesiceler
* Reziller
* Sapık kişiler
* Beyinsizler
* Kof kütükler
* Zorbalar
* Soysuzlar
* Kahrolasıcalar
* Yalancılar

Kuran’da geçen bu kelimeler ilahi bir yaratıcinın sözleri olabilir mi?Kuran’i yazdıran Muhammed`in bu tarzı, olsa olsa Allah’a hakaret olarak algılanabilir.
Bu ayetlerden sonra “yaratilmişların en değerlisi insandir” diyebilir misiniz?Derseniz Allah`ınıza ters düşmüş olmaz mısınız?Allah’ınız sizinle ayni görüşte değil ki!!!


KIZ ÇOCUKLARININ DİRİ DİRİ GÖMÜLME YALANI

10/08/2009

Müslümanlar, İslam öncesi yaşanan döneme cahiliye devri, Muhammedin yaşadığı dönemeAsr-ı Saadet diyorlar.İslam öncesinde kız çocuklarının diri diri gömüldüğünü öne sürüyorlar.

Cahiliye Devri`nde kiz cocuklari diri diri gomuluyorsa Hatice Islam oncesinde nasil bolgenin en guclu kadini ve en zengin tuccari olabiliyor?
Ustelik Islam`in peygamberi Muhammed`i bile yaninda kervanci olarak calistirabiliyor?

Bu soruyu kendinize sorar misiniz?


DİNLER VE MUHAMMED’İN İNANÇ DÜNYASI

23/07/2009

Bu konu açıldığında islam bilginleri ve müslümanlar suya sabuna dokunmuyor,suskun kalmayı tercih ediyorlar. Google’da “hz.muhammedin peygamberlik oncesi inanci” diye yazarak araştırma yaptığınızda islamci sitelerin demagoji bile yapmadiğini göreceksiniz..İslamin tabularindan biridir..Kimse dokunmak istemiyor..

40 yaşinda peygamber olduğunu iddia eden muhammed islam yokken hangi dine inaniyordu?

muhammedin hayatini anlatan en onemli kaynak siyer-i nebiden bir alinti..

peygamberimiz dogdugunda bazi hadiseler vukua geldi.!!!

Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Peygamberimiz ,Anadan Sünnetli ve göbeği kesik olarak doğdu.

Peygamberimiz doğarken, çocukların yere düştükleri gibi düşmeyip ellerini ,yere dayamış başını semaya kaldırmış olarak doğdu.

Peygamberimiz doğduğu zaman ,bir yıldız doğmuş ve bilginler, bu yıldızın doğduğu gece,Ahmed doğmuştur DedilerBir çok Yahudi Alimi Tevrat tan inceleme ile peygamberimizin bu gecede doğduğunu yakınlarına bildirmişlerdir.

Peygamberimiz doğduğu gece Kisranin sarayından on dört şerefe yıkıldı

İranlıların,bin yıldan beri hiç sönmeden yanan Atesgedeleri sönüverdi.

Save Gölünün suyu çekildi.

Sema ve Vadisini su bastı.

İran şahı, Arapların, ülkesini istila edeceğini rüyasında gördü,ve telaşa düştü.

gördüğümüz gibi islami cenah muhammedin doğumundaki ayrıntıları bile en ince detayına kadar anlatıyor..islamcı yazarlar, 1400 yıl önceki olayları anlatırken dili geçmiş zaman kullanmıyorlar. Örnekleyecek olursak; Peygamberimiz ,Anadan Sünnetli ve göbeği kesik olarak doğdu.Sanki arkadaşlar doğumda bulundular..anlatım tarzı o..kesinlik ifade ediyor..

batı, dunyayi etkileyen kişiliklerin basina muhammedi koyar…buna katılmamak olasımıdır..hitler ve stalin’de bir dönemler dünyayı etkilemişti.insanları beline bomba bağlayıp kendilerini patlatacak kadar kaç lider etkileyebilmiştir..ancak bu tür liderler gurur değil utanç kaynağı olabilir. Ataturk ile gurur duyamayan zevat tabiki muhammed ile gurur duyacak, tv’de humeyniyi sevdiğini haykıracaktır.

müslümanlar, batılıların yaptığı bu siralama ile gurur duyarlar da, batılılarin neden müslüman olmadığını sorgulamazlar..

islam gelene kadar tedavüldeki din hristiyanlıksa, muhammed hristiyan olmalıydı.islamcıların savı hristıyanlığıda allah göndermişti…muhammed’de doğduğunda tanrısını bakmıştı..yani allah’ını dogar doğmaz bulmuştu. o zaman 40 yaşına gelene kadar allahın dini hristiyanlığa katılmış olmalıydı. Böyle bir bilgiyi onaylayan günümüze ulaşmış herhangi bir kanıt yok.

allah neden kendi gönderdiği musevilik ve hristiyanlığı duzeltmek icin elçi göndermedi de yeni bir din göndererek insanların kafasını karıştırdı..?

siyasi partilerdeki muhalif kanadın yapması gereken parti içi muhalefettir..yani partide kalıp yonetimi ele geçirmek üzere çalışmak..ayrılıp bir başka parti kurmak siyasal sorunları berberinde getiriyor.seçmeni bölüyor, rakip partilerin ekmeğine yağ sürüyor..ortalama siyaseti bilen herkes bunu kabul eder..allah’ı muhammedi mesih olarak gönderip bozuldu denilen hristiyanlığı revize edemezmiydi? Allah bilemezmiydi gonderdiği yeni elçinin kaosa neden olacağını.. ben bu yazımda bunlarıda  hikmetinden sual edeceğim!!

Dönelim muhammed mustafaya…yoksa o semavi denilen dinler dışında bir başka dine mi inanıyordu..?

Muhammed potpori bir din yaratmıştır.yeni bir tasarımı olmadığından kendinden önceki dinleri kabul etmek zorunda kalmıştır.söylemleri özgün değildir.incilden, tevrattan,sümerlerlerden,hintlilerden  ve   paganlardan devşirdiklerini kuran’a sokmuştur.

İslamdaki çelişkilerin içinden çıkamayan müslümanlar ilk insan oldugunu öne sürdükleri ademden itibaren bütün peygamberin müslüman oldukları yalanına başvururlar.oysa muhammedin böyle bir savı yoktur. onun kurana koyduğu ayeti görmezden gelirler..

enam 14. De ki: Bana müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma!

Geçen gün cüppeli ahmet hocanın teke tek proğramında fatih altay’lı ile yaptığı proğramı izledim..

ben malta’da jet ski ile denize girdiğimi söylüyorum, müritlerim hayır sen denize girmedin diyorlar.Ben mehdi değilim diyorum, müritlerim sen mehti’sin diyorlar, diyerek  samimi olarak anlatıyordu.. Bir nevi şeyh uçmaz mürit uçurur durumu.

KURAN’DAKİ ALLAH NEDEN VE NELERE YEMİN EDER

Kuranda dikkatimizi çekenler arasında  her seyi yarattigini öne süren allahın , kendi yarattiklarinin üstüne  yemin etmesi.. allah neden yemin etme gereği duyar..?

yemin ettiklerinin basinda ise güneş, ay, yıldız, sabah, aksam, gece gündüz gelir..

74/32-Yemin olsun aya,

74/33-Dönüp gittiği an geceye andolsun.

79/29- O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı.

84/17. Geceye ve onda basan karanlığa,

84/18. Dolunay olmuş aya ,

89/1- Tan yerinin ağarmasına andolsun,

89/2- On geceye andolsun,

89/4- Geçip giden geceye andolsun

91/1- Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,

91/2- Onu izlediğinde Ay’a andolsun,

91/3- Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun,

91/4- Onu bürüdüğünde geceye andolsun,

92/1- (Ortalığı) bürüdüğü zaman geceye andolsun,

92/2- Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun,

93/1- Kuşluk vaktine and olsun…

her ne kadar erkeği ve dişiyi yaratana diyerek kendine yemin edip komik duruma düşşede, genellikle güneş hareketlerinden meydana gelen olaylara yemin eder kurandaki allah.

kuranın bir vahiy kitabı olmadığı, muhammedin söylemi olduğu islam öncesi arap geleneği olan yeminden de bellidir…kutsala yemin ediliyorsa muhammedin kutsalının  gökyüzü cisimleri oldğunu söyleyebiliriz..O zaman aklımıza kaçınılmaz şu soru geliyor..

O bir güneş dini tapınırımıydı? ..

doğumu bütün ayrıntıları ile yüzlerce sitede yazarken, neden peygamberlik öncesi inancina kimse dokunmuyor, bu konuyu yok sayıyordu?

Bu çalışmadan amacım ise muhammedin islam peygamberiyim diye ortaya çıkmadan önceki inancını sorgulamak…

DİNLERİN ORTAYA ÇIKIŞI

Semavi dinlerin kökeni branhmanizm…hint dini

İbrahim peygamber konusunda bazı öz bilgiler vermekte fayda var. İbrahim , Tevrat’ta İbranice adı Abraham olarak anılır.

Yahudiler tarihi Kitabında, Yahudi tarihçi ve ilahiyatçı Flavius Josephus (M.S. 37 – 100), Yunan filozof Aristo’nun “..bu Yahudiler Hint Filozoflardan gelmedirler, Hintliler onlara Kalani derler.” Martin Haug, Farsilerin Kutsal Dil, Yazı ve Dinleri”- sayfa 16) kitabında şöyle yazar: “Magiler (Zerdüşt ve Mazda rahipleri) dini kitaplarını gökten indirdiği inanılan Abraham’a (Hz. İbrahim) atfederler.

Hindu tanrısi Brahma ve eşi Saraisvati ve Yahudi Abraham ve eşi Sarai arasında tesadüfün ötesinde bazı dikkat edici benzerlikler vardır. Bütün Hindistan’da Brahma’ya ait sadece bir mabet olmasına rağmen, bu mezhep Hindistan’ın üçüncü en büyüğüdür.

Meksikalı yazar Tomás Doreste, “Moisés y los Extraterrestres” kitabında şöyle yazar: “Voltaire Abraham’ın Hindistan’ı terk edip öğretilerini dünyaya yaymak isteyen sayısız Brahman rahiplerden biri olduğunu inanırdı

Brahma adı Hindistan’da çok saygındı ve etkisi Fırat ve Dicle nehrine dek yayılarak İran’a sarılmıştı. Farsiler Brahma’ya sahip çıkıp uyarladılar. “Farsiler aynı Yahudiler gibi İbrahim’i kurucuları olarak kabul ediyorlar. Dolayısıyla bütün kadim tarihlere göre Farsiler, Yahudiler ve Araplar Abraham/İbrahim soyundandır (sayfa 85)… Abraham’ın babası Terah’ın aslında Keldani, Kaldi ve Kuldili doğu şehri Ur’dan gelip Mezopotamya’da yerleştiği yazılmakta.Abraham hikayesinin üçüncü şekli onu bir “Nuh tufanina çevirir. Abraham’ın Hindistan’ı terk etmesi bir tufan veya selden olduğunu biliyoruz.

tevrat (Joshua 24:2-3) “… İsrail’in Rabbi şöyle der, atalarınız, hatta Abraham ve Naçor’un babası Terah bile eskiden tufandan önce yaşadılar ve başka tanrılara hizmet ettiler. Ve babanız Abraham’ı tufandan aldım ve Kenan ülkesinden geçirdim.”

Yaklaşık olarak M.Ö. 1900 yılında şiddetli yağmur ve depremler kuzey Hindistan’ı parçaladığında hatta İnduz ve Saraisvati nehirlerin yönlerini değiştirdikten sonra bazı Hint gruplar tarafından Brahm kültü Orta Doğu ve Yakın Doğu’ya aktarıldı. (goruldugu gibi sumerlerin gilgamis destaninda ki tufan hikayesi butun dinlere girmistir)

Hint halkının insanları nasıl sınıflandırdıkları konusunda işte bir örnek: Hükmeden sınıfa Kasis (Kasitler), Kuşi (Kuşitler), Kazaklar (Rus askeri sınıf), Kaiser ve Sezarlar (Roma hakim sınıfı), Hatiya (Hititler), Kutit (Hititçe’nin bir lehçesi), Kathay (Çin liderleri), Kaşitıl/Kaşikeh (Azteklerde), Kaşikhel/Kişeh (Mayalarda) ve Keşuah/Kuş (İnkalarda). Suryaniler, İngilizce’de Assyrians, İspanyolca’da Asiros, Hindistan’da Asuras eya Ashuras, Sümer ve Babil’de Aşuriya, Asuriya, Arabistan’da Asir, İranda Ahura, Meksika’da Sure vs. Bunlara Surya’ya (güneş) tapan halklar.

Tabii ki bu dinin yaygın olduğu yerlerde ülkelerinin gerçek adları ne olursa olsun “Suryaniler” olarak bilinirdiler.

“Arap tarihçileri de Brahma ve ataları Abraham’ın aynı kişi olduğunu öne sürürler. Farsiler (İranlılar) genelde Abraham’a İbrahim Zerdüşt derler. Kirüs Yahudi dinini kendi diniyle aynı olduğunu kabul ederdi. Hindular Abraham’da veya İsrailoğlular Brahma’dan gelmiş olmalıdır.” Abraham gerçekten Hindu tanrısı Ram mıydı? Ram ve Abraham muhtemelen ya aynı kişiydi veya aynı kavimdendi. Brahm kelimesinin de “Ab-Ram”dan geliştiği de düşünülebilir, ama tersi değil.

Ram ayrıca da İbranice’de “yüksek makamlı lider veya hükümdar” anlamına gelir. Sankritce’de kelimenin onune gelen A degil anlaminda kullaniliyor…asosyal,gibi.dikkat ederseniz brahman’in basina koyulan A ile Abraham yani İbrahim peygamber olusuyor..yani o bir brahman degil artik gibi)

Vedic Age’de çıkan “Traditional History From the Earliest Times” (“En Erken Devirlerden Geleneksel tarih”) makalesinin yazarı Hint tarihçi A.D. Pusalker, Ram’in M.Ö. 1950 yılında hayatta olduğunu yazıyor, bu da Hint-İbraniler ve Hint-Arilerin Büyük Tufandan beri Hindistan’dan Orta-Doğuya göçü gerçekleştirdikleri döneme rastlar.

“Kabe’deki tapınakların biri de Hint Yaratıcı Tanrı Brahma’ya adanmıştı, bundan dolayı İslam’ın eğitimsiz peygamberi Muhammet onun Abraham’a adandığını iddia etmişti. “Abraham” kelimesi Brahma kelimesinin yanlış telaffuzundan başka bir şey değildir.

Abraham kelimesi Sanskirtçe’de Brahma’dan kaynaklanır. Brahma’nın kökeni “Brah”tır ve büyümek, sayı olarak çoğalmak anlamına gelir. Ayrıca, Hinduizm’in Yaratıcı Tanrısı Brahma’nın İnsanların Babası ve bütün tanrıların en yücesi olarak kabul edilir. Çünkü bütün varlıklar ondan zuhur etmiştir. Burada yeniden “Yüce Baba” anlamına rastlarız. Bu açıkça Abraham’ın semavi baba Brahma olduğunu açıkça ima eder.

Çin dahil, dünyada Ram’ın dini fikirlerinden etkilenmeyen yoktu. Örneğin, Hıristiyanlar ve Yahudiler Muhammet’in öğretilerini Yahudi kaynaklardan kopya ettiği konusunda beyinleri yıkanmıştır. Oysa, Muhammet’in zamanında Ram veya Abraham’ın ilahiyatı bütün dini mezheplerin temelini oluşturuyordu. Muhammet’in tek yaptığı şey bunları kimsen putperestlikten arındırmaktı.

“… Mekke Mabedi Hindistan’dan gelen Brahmin misyonerleri tarafından kurulmuştu. Muhammed’in zamanında kutsal bir yerdi ve ölümünden sonra bir kaç asır oraya haça gitmelerine izin verildi. kabe’nin peygamberden çok önce kutsal bir yer doluğunu inkar edilmez bir gerçektir.”

Brahminler eski kitaplarındaki kayıtlara dayanarak Mekke şehrinin Hindistan’dan gelen bir koloni tarafından kurulduğunu söylerler ve sakinleri en eski devirlerden beri onun Agar’ın oğlu İsmail tarafında inşa edildiğini söylerler. Bu şehre İndus dilinde İsmailistan denilirdi.”  Muhammed’in zamanından önce, Arap halkının Hinduizmine Tsaba denilirdi. Tsaba veya Saba “Tanrıların Meclisi” anlamına gelen bir Sanskritçe kelimedir. Tsaba ayrıca Işa-ayalam (Şiva’nın Mabedi) denilirdi. Müslüman kelimesi Moşe-ayalam (Şiva’nın Mabedi) Sabaizm’in başka bir adıdır. Kelime şimdi İslam olarak kısalmıştır. Muhammet kendisi Kureyşi kaviminin bir mensubu olarak ilk başta bir Sabaist’ti. Tsabaistler Abraham’ı bir tanrı olarak görmezlerdi. Onu bir avatar veya Tanrı tarafından seçilmiş bir öğretmen, Avather Brahmo (yeraltı dünyanın yargıcı) olarak kabul ederlerdi.        İsa’nın zamanında Arapların ve Yahudiler’in dilleri, dini simgeleri ve gelenekleri hemen hemen aynıydı. Eğer  zaman makinesi ile geçmişe dönsek, çoğumuz Yahudi ve Araplar arasında fazla fark görmezdik. Tarihi kayıtlara göre İsa’nın zamanında Araplar putlara taparlardı. Alt tabaka ve kırsal Yahudiler için de aynı şey geçerliydi. (1)

Brahmanın kelime anlamı dünyanın özü, evrensel ruh, mutlak olan demektir.. Kutsal kitaplardaki tanımlara göre ise Brahman :

En Yüce olan ve En Derin olan O

O, herşeyin yapandır, herşeyi yaratandır

Yüce ve yok edilmezdir, ne doğmuştur ne de doğurmuştur.

Muhammed’in yaptığı ise, gerçekten Hindistan kültür göçleri-işgali evveli ata tanrı El-İlah yerine Rahman’ı kabullendirmek… Elbette ilk dönemlerde etrafındakiler yadırgamasın diye Al lah ya da El İlahı öne sürdü.. Ne zaman taraftarı oldu, o zaman aklında ki öze döndü.. Brahman a ya ni Rahman a..

Muhammed in Rahman isimli bir tanrıya inandığını, bu tanrı düşüncesini Suryacılığın merkezlerinden biri olan Güney Arabistan’dan aldığını düşünmememiz için hiç bir sebep yoktur. Nitekim Rahman Allah’tan bağımsız olarak çok sık olarak kullanılmakta ve insanlar Rahman’a ibadete çağrılmaktadır.

Ama Muhammed’in düşündüğü gibi gitmemiştir olay.. Eskiden benri tanıdıkları Al lah ismini kabul eden Müslümanlar bir müddet sonra Muhammed’in Rahman dan bahsetmesi üzerine isyan etmişler ve kurtarıcı ayet inivermiştir..

İsra 110 . De ki; İster El İlah deyin ister Rahman! Ne derseniz deyin, en güzel isimler Onundur. Onu anarken sesini yükseltme, fazla da kısma, ikisinin arası bir yol tut.

İsra 111. Doğurmayan, eşi benzeri olmayan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan El İlah’ı bil ve Onu Ona yakıştığı gibi an. (2)

KABE TAPINMASI…HAC İBADETİ

İslam inancında ki en değerli put Kabe bir Güneş tapınağı olarak yapılıp kullanılmıştı. 956 yılında ölen ünlü islam hadisçisi Mes’udi “Mürucu’z Zehep” adlı eserinde, 7 yıldız adına yapılan, Dünya’nın en büyük tapınaklarını sayarken, Kabe’nin de adını anar: “El Beyt’ül Haram (Kabe), geçen çağlar boyu hep saygı görmüştür, çünkü o Zühal (Satürn) Evi’dir.” Ne var ki, yine Mes’udi’nin verdiği bilgiye göre, Güneş tapınakları dörtgen olduğuna göre, Kabe de Zühal yıldızı için değil, Güneş için yapılan bir tapınak olsa gerektir.

İnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev, Mekke’de bulunan mübarek ve alemler için hidayet kaynağı olan Kabe’dir” (Al-i İmran, 3/96) buyurulur.insanlık yaşına göre ibrahim yakın zaman şehir efsanesidir ve dünki çocuktur..buradaki çelişkiyi gören ulema tek kelimesi değişmez denilen ayette küçuk bir değişikliğe gitmiştir..

Hz. Peygamber, Ashab-ı Kiramdan Ebu Zer (r.a)’in sorularına cevap olarak yeryüzünde ilk inşa edilen mescidirı “Mescid-i Haram“, ikinci inşa edilenin”Mescid-i Aksa” olduğunu ve bu ikisi arasında kırk yıl süre bulunduğunu beyan buyurmuştur (Buhârî, Enbiyâ. 10).

diyanet meali ali imran 96da kabe icin ilk  ibaresi kullanilirken  elmali hamdi yazir’in tercumesinde ilk mabed diye gecer..adem’den beri islam varsa, orasi ilk ev degilde ilk kutsal mekansa ve bunuda yapan ibrahimse, ibrahimden onceki peygamberler haci olmamislarmidir? üstelik mekke diye geçmez bekke diye geçer.islamcılar ismin değiştiği savını öne sürerler.mekke  ile bekke’nin farklı yerler olabileceğini düşünmezler.buna aşağıda değineceğim.

İbrahim peygamber’in tevratta bahsi çok gecer. tevratı  incelediğimizde kabe ile igili bir bilgiye rastlamıyoruz.tevrat değiştirilmiştir yalanı hafif kalıyor.ağlama duvarını savunan ve sahiplenen museviler çok deger verdikleri ibrahimin kutsal mabedini neden yok saysınlar..üstelik kabeyi savunan bir islam henuz gelmemişken..

http://ateistplatform.ipbfree.com/index.php?showtopic=5124&hl=Kabe linkinde orcagada isimli katılımcı arkadaş bu konuda bir çalışma yapmış..takip etmenizi öneririm..bir alıntı yapayım buradan..

Elimizdeki Eski Ahit el yazmaları Muhammed’in zamanından 600 seneden daha eskidir. Ve onlarda İbrahim’in Mekke’ye ya da Arabistan’a gittiğini okumuyoruz. Muhammed’den önce kimse ‘İbrahim Arabistan’a gelip, Kabe’yi kurdu’ teorisini ortaya atmamıştı. Muhammed’den 600 sene önce kişilerin daha Arapların peygamberi’nin ortaya çıkacağından haberleri yoktu. Nasıl o zaman kendi kutsal saydıkları kitabını değiştirmeye ihtiyaç duysunlar?

Tarihe bakarsak, Mekke’deki Kabe ilk olarak İsa’dan önce 60 senesinde Romalı bir tarihçi olan Diodorus’un kitaplarında geçiyor. Onu ‘bütün Araplar tarafından büyük saygı gören bir putevi’ olarak anlatıyor.

İbrahim İsa’dan 2000 sene önce yaşadı. Bütün bu zaman içide bir kere olsun, tarihçiler Mekke’deki Kabe’yi anlatmıyorlar. Mesela, “tarihçilerin babası” olan Yunanlı Herodot İsa’dan 440 sene önce İran’ı ve de Arabıstan’ı anlatırken, Arapların adetleri ve inançlarından da söz ediyor. Kuran’da geçen Al-İlat putunun adını kullanıyor. Fakat kabe’den hiç söz etmiyor.

Demek ki Kabe, Herodot’un zamanı (İsa’dan önce 430 senesi) ile Flavius’un (İsa’dan önce 60 senesi) zamanının arasında yapıldı. Bütün bunlar gösteriyor ki, Kabe İbrahim’den çok sonra yapıldı.

Abu Dar şöyle rivayet etti:
Ben dedim: “Ey Resulullah! Yeryüzünde yapılan ilk camii hangisi idi?” O da dedi: “(Mekke’deki) Mescidi Haram.” Ve ben sordum: “Ya ondan sonra hangisi yapıldı?”. O da cevap verdi: “(Yeruşalim’deki) Mescidi Aksa”. Ben gene sordum: “Onların yapılmasının arasında ne kadar zaman geçti?” O da, “Kırk sene” diye cevap verdi…
(Sahih Buhari, cilt 4, kitap 55, hadis 636)

Mekke’deki Kabe ne zaman yapıldığı bilinmiyor; oysa Yeruşalim’deki Mescidi Aksa hakkında kesin tarih bilgilerimiz var onu kral Süleyman İsa’dan önce 953 senesinde tamamladı.

Bu hesaba göre, Kabe ondan 40 sene önce, yani 993 senesinde yapılmış olmalı. O da İbrahim’in hayatından 1100 sene sonradır. Bu durumda birisi yanlış söylüyor ya Kuran, ya da Buhari’nin hadisi.

İkisi aynı anda doğru olamaz.

sabiilik güneş, ay ve yıldız gibi gök cisimlerine tapınan bir dindir ve dinlerin en eskisidir. islamiyetten önce arabistan yarımadasında vardı. ibadet tanrı kabül edilen gökcisimlerine karşı yapılırdı. sabii’likten musevi’liğe ve hıristiyanlığa geçen bazı  ritüeller  islamda çok daha belirgindir. örneğin namaz kılma vakti güneş’in konumuna göre yapılır. çünkü en büyük tanrı güneştir. güneşe tapan bir din ile islamiyette bire bir aynıdır.

satur-day : saturn günü, satürne tapınılan günü

sun-day : güneşe tapınılacak gün.

mon-day : ay tapınma günü.

tuesday : mars tapınma günü.

wednesday: merkür tapınma günü.

thursday : jüpiter tapınma günü.

friday : venüs tapınma günü.

Persepolisteki ateş tapınağı

üstteki resim persopoliste bulunan bir ateş tapınağıdır.kabe ile olan benzerliği şaşırtıcı değil mi?

EN’ÂM suresi 141. ayet) O çardaklı ve çardaksız cennet misali bağları, tatları ve yemişleri birbirinden farklı ekinleri, hurmaları, zeytinleri, narları, birbirine hem benzer hem benzemez bir şekilde yaratan hep O’dur. Her biri ürün verdiğinde meyvelerinden yiyin. Hasat ve toplama zamanında hakkını da verin, israf etmeyin; çünkü O, israf edenleri sevmez.

şimdi bu ayette geçen narlar çardaklı çardaksız bağlar,zeytinlikler mekke nin
neresinde,mekke kabe’nin etrafında yapıldığına göre arabistana gidenler bilir
kabe ve mekke nin zemini kayalıklardan oluşur,mekke liler kendi memleketlerinde hiç yetişmeyen,hiç görmedikleri meyvelerin hakkını nasıl
versin,hayatları boyunca görmedikleri meyveleri nasıl yesinler.

MÜ’MİNÛN suresi 19-20. ayet) Öyle iken durdurduk da onunla sizin için hurmalıklar, üzümlükler kabîlinden bağlar, bağçeler yaptık ki içlerinde sizin için bir çok yemişler var onlardan yer ve geçiniriz Bir de Tur-i Sina’da yetişen bir ağaç ki, hem yağ hem de yiyenlere bir katık ile biter.

bu ayette geçen turi sina hz. musa nın allah ile konuştuğu turi sina,
sözü edilen zeytinliklerde burda, turi eteklerinde ,civarında halende
zeytin ağçları var ve filistinlilerin büyük bölümü geçimini burdan sağlar.

İBRÂHİM suresi 37. ayet) «Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem’inin yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.»

demekki ibrahim37 de bahsedilen beyti harem yani kabe bu kabe değil
burada tek seçenek kalıyor eski kabe şimdiki adıyla mescidi aksa, şuan
mekke deki kabe putperestlerin tanrısı al-lat için inşa edilmiştir, mekke
ve civarında ekin yetişmediğinden insanlar sadece avcılıkla geçimlerini
sürdürüyorlardı,bereketli geçen av sezonu sonunda allata şükranlarını
sunmak için bir fazlasını kesip yoksullara dağıtıyorlardı, bakınız

maide95.Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin. Sizden kim onu kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün bir benzeridir. Buna da, Kabe’ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden adalet sahibi iki kişi hükmedecektir. Veya yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmak olan bir kefaret vardır. Böylelikle işlediğinin vebalini tatmış olsun. Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah üstün ve güçlü olandır, öç sahibidir.

bu ayette açıkca görülüyorki şu anki kabe bereket tanrısı al-lat için inşa edilmiş,buradaki kurban geleneğini sefa ve merve tepelerinde olduğu gibi
muhammet tarafından taraf kazanmak için aynen islama dahil edilmiştir..
zaten muhammetten sonrada putperestler bu geleneklerini muhammete rağmen kısa bir süre daha devam ettirmişlerdir,muhammet yalnızca avlanacak hayvanlar yeni kıstaslar getirmiştir,helal haram kavramı buradan gelmektedir,kabe nin isminin av hayvanları kurbanlıklar ile anılmasının nedeni budur…

sefa ve merve dışında kabe hakkında da çelişkiler var, bakınız

ali imran suresi 96. ayet İnne evvele beytiv vüdia linnasi lellezi bi bekkete mübarakev ve hüdel lil alemin” * *çevirisi
Doğrusu insanlar için kurulan ilk ma’bet, kesinlikle Bekke’deki o çok kutsal ve bütün alemlere hidayet olan İbadet Evi’dir

şimdi muslümanlar bekke, mekke nin eski adıdır diyorlar,ancak ne eski bizans nede eski roma haritalarında mekke bekke diye geçmez, sanki bu bekke başka bir yermiş gibime geliyor, bakınız

ali imran 97-Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev’i haccetmesi Allah’ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim de inkar ederse, şüphesiz, Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır.”

şimdi bu surede sözü edilen yer eğer kabe ise kabe 10 kişiden fazla almaz
o yüzden bekke diye 96. surede sözü edilen yer sanki bana üslümanların kudusdeki ilk kabesi gibi geliyor,çünkü kudus’deki mescidi aksa toplam
alanı 4100 m2, yani basit bir hesapla 4500-5000 kişi alır, ki bu buna
göre hacılar yanlış kutunun etrafında dönüyor bence. (3)

Ayrıca Kabe eldeki kanıtlara göre İbrahim peygamber tarafından yapılmamıştır,Yaklaşık MÖ. 800 lü yıllarda yapıldığı tahmin ediliyor. Kabe bu tarihten sonra paganlar tarafından “Al-ilah ın evi” olarak anılmaya başlanmıştır (A Guide to the contents of Quran Faruq Sherif, Reading, 1995, pgs. 21-22., Muslim).

aklima gelen bir soruyu sormadan gecemeyecegim..yasamin her kesitinde haremlik-selamlik uygulamasina sahit oluyoruz..dugunlerde, bayramlar,aile gezmelerinde, dini torenlerde, cenazelerde hatta siyasi toplantilarda..kadin ve erkegin uzak yasamasi islam gelenegi denilebilir..o zaman hac’ta tavaf ederken kadin ve erkek yanyana..tanimadiklari erkekle omuz omuza, soylemeye dilim varmiyor, sirt sirta…

o zaman aklima su hadis geliyor…

Peygamber’in arkadaşlarından Cabir şöyle anlatır: “Biz Mina’ya giderken zekerlerimizden meni damlıyordu” (kaynak: Buhari, Hac/81; Umre/6; Şirket/7; Muslim, hac/141; Hadis/1216; Neşe-I Menasik/77; Ibn-I Meca, menasik/77 Hadis/2980; Ahmet Ibn-I Hanbel, Müsned 3/317-366)

dusunun bir kez kisa kollu gomlekle namaz kilmayan sokaga cikmayan muslumanlar, kabede kadin erkek birlikte yari ciplak vaziyette (dikissiz iki parcali elbise) tavaf ediyorlar.

HACER ÜL ESVED

islamdaki putperest geleneğinin en açık örneğidir hacer-ul esved taşı, muhammed’in bu taşı öpmesinin dışında bir bir bilgi yoktur, muhammed’in kendi ağzından bu taş ile ilgili tek kelime geçmez islamda, bu taşın islamdaki yerini ilk muslumanlar dahi kavrayamamıştır.

hz ömer-“İyi biliyorum ki sen sadece bir taşsın, ne zarar verirsin, ne faydan olur. Eğer Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi vesselem seni öpmeseydi benim için hiçbir değerin olmazdı”

Hadis: “Hacer-ül Esved cennettendir. O kardan daha beyaz idi ve müşriklerin günahı onu kararttı.” Hanbel 1/307

Bu hadise göre Hacerül Esved denen taş müşriklerin günahı yüzünden Kabe putperestlerin elinde iken karardıysa, şimdi Kabe Müslümanların elinde olduğuna göre bu taşın beyazlaması gerekir.

Hadis: “Hacer-ül Esved Allah’ın yeryüzündeki sağ elidir. Onunla insanlardan dilediği ile tokalaşır.”Cami-üs Sağır 1/151

Halife Ömer: “Seni rasullullahın öptüğünü görmeseydim asla öpmezdim” dediği bilinmektedir. Hacerül Esvedin ne zaman, nereden ve nasıl geldiği bilinmemekte sadece rivayetler ileri sürülmektedir. Ama bu rivayetler hakkında İslamcılar arasında mutabakat yoktur.

hacıların hacer ul esvet’e el sürmeleri, öpmeleri, medet ummaları, selamlamaları, hatta hac görevinin bir parçası olması putperestlik değilmidir, semavi bir dinde bir taş neden bu kadar değerli.

bu taşın mutlaka bir hikayesi vardı islamdan önce, mutlaka inanları vardı bu taşın. belkide bu yüzden muhammet bu taşa kabe de yer verdi, bu taşın inanlarını kazanmak için, kendi tarafına çekmek için. bu taşın bir göktaşı olduğu çok açık, ilkel insanları hayal edin, günün birinde gökten
bir alev topu düşüyor yakınlarına, insandaki güce tapma dürtüsü harekete geçiyor ve bu taş onlar
için kutsal hale geliyor. belkide karmati ler bu taş yüzünden savaş çıkardı, ve belkide bu yüzden bu taşa yirmiiki yıl kadar el koydular.

bu gün bile hiçbir islam bilginin bu taş hakkında tam bir bilgiye sahip değil, bu taşın kabe’nin köşesine neden iliştirildiği hakkında hiçkimsenin en ufak bir dayanağı yok. iddalar, yalandan masaldan ibaret, bir çok islam bilgini bu taşın cennetten gelme olduğunu idda ederken, bir çoğuda ibrahimin kabe yi inşa ederken iskele niyetine bu taşı ayağının altına koyduğu için kutsal olduğunu idda ediyorlar.

semavi bir din iddasındaki bir dinin, bu kadar sembollere takılıp kalması, onları kutsal sayması değer vermesi, ötesi tapması düşündürücü, buda gösteriyorki islam inanlarıda diğer dinlerdeki gibi eski dini geleneklerinden vazgeçememiş, yeni inanış biçimlerine adapte edip inanmaya devam etmişlerdir.(3)

Arkeolojik araştırmalara göre, Kabe, Ay Tanrısı olan Allah’a tapınmak için yapılmıştır.Lat (Kabe) güneş tanrısıdır ve ay tanrısı Allah ile evlenir.Lat putu güneş için yapılmış bir bereket tarıçasıdır,El Lat Allahın dişili olarak doğurganlığı vardır ve üreme organı Hacerul Esved bu doğurganlığı simgeler.

Hacar ül esved başında tapınan bir müslüman…tapınağın formuna dikkat edin..

ŞEYTAN TAŞLAMA

 

diğer iki dinde şeytan ruhani ve tek dir, oysa islamda üç şeytan vardır ve
üçününde mezarı vardır, islamdaki üç şeytan dan ikisi büyük put allat’ ın
kızları, tanrıça uzza ve menat’ dır, diğer küçük şeytan hubel dir.
muhammet önceleri uzza ve menat’a secde ederken daha sonra vazgeçip
yalnızca allat’a secde etmiş ve tapmıştır, uzza ve menat’ı şeytan ilan edip
şuanki şeytan taşlama yerindeki heykellerini yerle bir edip oldukları yere
gömüp kazık benzeri bir taş dikdirmiştir üzerlerine.

Res’mde şeytan taşlama ayini..Müslümanların şeytan diye nereye taş attıklarına formuna dikkat edin..Taşladıklarıda bir taş.. daha sonra taşlari yerli yerine oturtacağız..

muhammete göre menat ve uzza tanrıça değil, kureyş halkını ve tanrı allat’ı kandırmış birer şeytandılar,hatta bir ara kendisini bile kandırmaya çalışmalarını şu ayette yer verir.

isra 73 Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını Bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman seni dost edineceklerdi.

ve onları parçalamak için şu ayeti uydurur

isra76.Neredeyse seni (bu) yerden (yurdundan) çıkarmak için tedirgin edeceklerdi; bu durumda kendileri de senden sonra az bir süreden başka kalamazlar.

ancak muhammete göre uzza ve menat hiç rahat durmayacaklardı,artık
onlar allat ve muhametin düşmanları idi. muhammet yandaşlarını kendi
taraflarına çekmek için kadın kılığına gireceklerdi. muhammet mekkeli
kadınlara şeytanlardan korunmak için örtünmelerini şu ayet ile emretti

araf 27 Ey Adem Oğulları! şeytan ana ve babanızı, avret yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini soyarak nasıl cennetden çıkardıysa, sakın size de bir fitne (tuzak) kurmasın. Çünkü o da, kabilesinden olanlar da sizi, sizin kendilerini görmeyeceğiniz yerlerden muhakkak görürler. Biz şeytanları, iman etmeyenlerin dostları yaptık”

muhammet yandaşları mekke de saçı yada topuğu, yada biraz daha fazla avret yeri görünen kadınları, içine şeytan girmiş diye şuanki şeytan taşlama yerlerine getirip, uzza ve menat’ın kazık biçimindeki mezar taşlarına bağlayıp taşlamaya başladılar, onlara göre ölenler, ruhlarını
şeytan terketmeyenler, sağ kalanlar ise azda olsa allat için imanlı oldukları için şeytan onları terketmişti. bu uzza ve menatın mezarlarında kadın taşlama yani recm, yada bir başka adıyla şeytan çıkarma yakın bir tarihe kadar devam etmiş, daha sonra yerini sembolik taşlamaya bırakmıştır. ancak bununla birlikte gelişen islamdaki recm olayı halen devam etmektedir. (3)

SABİİ’LİK

semavi (göksel) dinlerde ki benzer ibadetlerin esin kaynagi sabii’lik mi ve sabii’ler kimler?

sabiilik en eski dinlerden biri olarak bilinir…sabiiligin ibadetleri museviliğe, hıristiyanliğa ve islama nasil geçmistir, nedir bu ibadetler.. sabii’lik deyince hinduzm, diğer adıyla brahmanizmi unutmamak gerekir. kendilerini ezeli ve ebedi din veya baki din diye adlandırırlar.

Ibn Hazm ise, “El Fasl” adlı eserinde Sabii’leri şöyle anlatıyor: “Yedi yıldıza ve 12 burca saygı göstermek gerektiğini söylerler ve bunların suretlerini (resimlerini, heykellerini) tapınaklarında bulundururlar.. Ramazan ayında da oruç tutarlar. Namazlarında, Kabe’ye, El Beyt’ül Haram’a dönerler. Mekke’ye ve Kabe’ye saygı gösterirler.”

turan dursun formlarında bu konuda sevgili pante  muhammedin islam öncesi inanci icin bakalım neler söylemiş…

Muhammed, başlangıçta annesi, babası, dedeleri, amcaları ve diğer tüm yakınları gibi putperestti.
Hatta babasının asıl adının ‘Abdullat’ yani ‘Lat’ın kulu’ olduğu, İslamcıların bunu ‘Abdullah’ olarak değiştirdiği rivayet edilir. Kabe’nin ve putların bakım-temizliği görevi dedesi Abdülmuttalip’in elindeydi. Kabe görevlerini elinde tutmak bir iktidar mücadelesi gibiydi ve büyük çekişmeler sonucunda elde edilebiliyordu. Bu görevin hem kutsal bir yanı hem de kazanç yanı vardı.Muhammed de putlar için epey emek harcamış, ter dökmüştür.

teolojik çalışmalarına çok değer verdiğim Pante’nin duşünceleri  turan dursun’un gorüşleri ile örtuşüyor..

 

Edip Yüksel, Hz.Muhammed’in 40 yaşına kadar Kureyş Aşireti gibi Sabii olduğunu, İslam’ın ibadet şeklini Sabiilikten aldığını ifade etmektedir.

Turan Dursun ve İlhan Arsel, belgelerle sabii dininden olan ibadetlerin; namaz, oruç, ezan, abdest, bayram, boy abdesti ve kurban kesmenin, Sümer kaynaklı olan Sabii dininden  alınma olduğu anlatılmaktadır.

 

Kuranda sabii’lik ile ilgili  3 ayet geçiyor

2:62 – Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah’a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.

5:69 – Muhakkak ki inananlar, yahudiler, sabiiler ve hıristiyanlardan kim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

22:17 – Şüphesiz o iman edenler, yahudi olanlar, sabiîler (yıldıza tapanlar), hıristiyanlar, ateşe tapanlar ve (Allah’a) eş koşanlar (yok mu?) Allah, kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla görüp bilendir.

kimdir SABİİ’ler..kuranda hıristiyan ve musevilerin isimleri onlarca kez geçerken sabii’ler,  neden üc ayetle geçistirilmistir.

islam alimleri  kendi aralarinda karar verememişler. onlara gore sabii’lik;

* yildizlara,aya,gunese tapanlar

* meleklere tapanlar

* nuh peygamberin dinin olanlar

* yahudilerle hristiyanlarin arasinda kalan bir dine inanalar

* hristiyanlarla zerdustler arasinda kalan bir dine inananlar

* bir dinden digerine gecenler

* bir kesim, yahudiler

* bir kesim, hristiyanlar

* dinsizler

okuduklarımızdan edindiğimiz bilgiler sabii’ligin güneşe, aya ve yıldızlara tapan bir din olduğunu ortaya koyuyor, kurandaki ay yıldız ve güneşin çok işlenmesi, namazin güneşin hareketine göre ayarlanması,ay hareketine göre orucun 29 veya 30 gun tutulmasi bunun bir göstergesidir.

Hint dini brahmanizmde  ise oruç 40 gündür..

muhammede sabii denilmesinin bir anlami yildizlara tapmasi, sonra bundan dönmesi olabilir..

kuranin vahiy olmadigi, insan agzindan ciktigi belli degilmi…kuran muhammedin sozleri…ve muhammedin aya, gunese, yildizlara, geceye, gunduze yeminleri eski kutsallarina olan aliskanliklari..

kuranda kamer (ay) ve sems (gunes) sureleri var..yuzun uzerinde gunes, ay, yildiz ayetleri var..

yukardaki ayetlerde gordugumuz yeminleri ve kuranda gunesin hareketlerin kaynaklanan (gunes,ay,yildiz,aksam, gece,gunduz,tanyeri,) olaylari kurana sokmasi..

bunlar yetmiyormus gibi birde sabii’lik ve yildiz tapinmalarinda olan ibadetleri islama sokmasi muhammedin bir gunes kultu inaniri oldugu dusuncesini doguruyor.

NAMAZIN KÖKENİ,

From Hindi नमस्कार / Urdu نمسکار namaskār < Sanskrit नमस्कार namaskāra, from namas: “to bow”, “obeisance” and kāra: “action”.

Interjection: namaskar

respectful greetings

Noun Singular, namaskar….Plural, namaskars

namaskar (plural namaskars)

(Indian) The use of the greeting in which you put your hands together and then bow slightly.

etomolijide namaz kelimesinin  hintlerin edebi dili olan sanskrit’çeden geldiğini görmekteyiz.…

Sanskritçe Surya ‘güneş’ Namaskara ise selamlama  demektir.

Surya Namaskara güneşle selamlama anlamına gelmektedir. Surya Namaskara bedende akan güneş enerjisinin canlandırma tekniğidir. Güneş ruhi bilinç simgesidir.surya namaskar bugun hala hintlilerin güneş tapımı.

Hrıstiyanlık ve musevilikte namaz olmadıgına göre bu rituel hindulardan islama gecmiştir…

http://video.google.com/videoplay?docid=198968031165287678

bu linkte surya namaskar (güneş tapımı) görülebilir.

http://www.youtube.com/watch?v=rxBIPlYRojw

http://www.youtube.com/watch?v=wipq7vp-2Jg&feature=related

Bu son linkte hacer ül esved benzeri bir taşi müslümanlar gibi öptüklerini göreceksiniz.

Diğer linklerde  hintlilerin güneş tapımını, rüku ve secdeyi izleyebilirsiniz.

Araplar İslamiyet öncesi dönemde Kabe’deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah  diyor, ellerini iki yana açarak ona dua ediyorlardı. İngilteredeki British Museumun Babil Bölümü B kısmında bulunan aşağıdaki heykeller arap paganlarının bu inancını gösteren önemli bulgulardandır:

Arapçada “ilah” olan tanrı kelimesi İslamiyetle beraber “Allah” a dönüştürüldü.(Southern Arabia, Carleton S. Coon, Washington, D.C. Smithsonian, 1944, p.399) Ay tanrısı Al-ilah erkek kabul ediliyordu ve dişi güneş tanrıçası ile evliydi. Üç kızı vardı. Bunların adları Al-lat, Al-Uzzat ve Al-Menat idi:

Aşağıda ki resim British Museum’dan. İslam öncesi arap inanışlarını çok güzel özetliyor. Solda Allahın kızları Lat, Uzza ve Menat, sağdaki erkek figürü ise Allahı simgeliyor.

Al-ilah disi gunes tanricasi ile evliydi. kizlari al-lat, al-uzzat, al-menat

Muhammed, şeytan ayetleri diye bilinen olayda önce bu Lat, Uzza, Menat adlı tanrıçaları gaf yaparak övmüş, “gördünüz mü lat’ı, uzza’yı, menat’ı; işte bunlar yüce turnalardır, şefaatleri de elbette ki umulur.” şeklindeki ayeti kurana koymustur.
“şeytan ayetleri” diye ünlenen sözlerin önce kuran’a ayet olarak sokulduğu, bu sözlerde “lat, uzza, menat” adlı tanrıçalar övüldüğü için putataparların, peygamber ve inanırlarıyla birlikte secde ettikleri olayı çeşitli kaynaklarda yer alır.ancak daha sonra pişman olmuş ve o sözleri kendisine şeytanın söylettiğini öne sürmüştü.

isra suresi 73. ve 75. ayetleri:
“ey muhammed! seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırıp daha başkasını ileri sürerek bize iftira etmeye sürüklüyorlardı nerdeyse. o zaman seni dost bulacaklardı. eğer seni pekiştirmiş olmasaydık, andolsun ki, onlara eğilim gösteriyordun, az kalsın. o zaman sana, yaşamı da , ölümü de kat kat azab biçiminde tattırırdık. sonra da bize karşı bir yardımcı bulamazdın.”

Çeşitli Arap kabileleri aslında bu ay tanrısına değişik adlar veriyordu bunlardan bazıları Sin, Hubal ve Kureyşte Al-ilah. Dilbilimciler “Allah” kelimesinin “Al-ilah” tan türediğini söylerler.(İslam Muhammed and His Religion, Arthur Jeffery, 1958, p 85, Muhammad at Mecca, W. Montgomery Watt, 1953, p 23-29)

Muhammedin babasının adı Abdullah, arapçada “Allahın kulu” anlamına geliyordu ( abd= kul, ullah=allah)

İslamiyet öncesi arap paganlarının (müşriklerin) ilginç gelenekleri vardı. günde dört veya beş vakit namaz (salat) kılarlar, şeytan taşlarlardı. ( Is Allah the Same God as The God of Bible?, M. J. Afshari, p 6, 8-9, İslam, Beliefs And Observances, Caesar E. Farah)

Arap müşriklerinin namazdan önce bugünkü İslamiyet dünyasında olduğu gibi abdest alma gelenekleri de vardı..Burunlarına su çekerlerdi, ellerini dirseklerine kadar yıkardı bunlar eski pagan Arapların abdest alma şekliydi. Bu gelenekler yahudi ya da hristiyan kültürlerinde yoktur

Bunları izleyen müslüman arkadaşlar bu tapınmaların islamdan alındığını söylemesinler..islam dini onların yanında dünki çocuk..

İslam inancında cennete gitmenin lokamatif ibadeti olarak namaz tapınması olarak gösterilmis. Namazı cennetin anahtarı olarak görülmüşür.

Buna ragmen namaz vakitleri  1400 yıldır tartışılıyor..6236 ayet var, namazı net olarak anlatanı yok.aynı allaha, aynı kitaba, aynı peygambere inanıyorlar,farklı farklı namaz kılıyorlar. Sunniler 5 vakit, şii’ler 3 vakit, aleviler hiç kılmıyor.Cuma namazı kuranda yok, neden kıldığını bilmiyor..tek tehber kuran diyor, bütün ibadetlerini hadislere göre yapıyor.yeni trend ise işine gelmeyen hadise sahih değil demek. mükemmel oldğunu söylenen kuran namaz en önemli ibadet sayılan namazın rekatlarını bile net bir şekilde ortaya koyamamış. yeteri kadar açık olmamış ki müslümanlar anlamıyorlar. allahta kuranda bas bas yemin ediyor andolsun apaçık kitaba diye.

bu yüzden birbirlerini kan gölünde boğuyorlar,kanlı elleri ile müslümanlar kardeştir sazını çalıyorlar.

Oysa vatan borcu olan askerliği yapmanın mükafatı yoktur.

Onurlu, ahlaklı, erdemli olanada mükafat verimez..hatta kaybedenler hep onlar olurlar..

Ben birine yardım edince hiç bir mükafat beklentim yoktur…müslümanlar ise yaptıklarının karşılığını beklerler. Yardımları onlara cennet ve huri olarak dönecektir.yapılan her iyilik allahın rızasını kazanmaktır.iyilik ancak müslümana yapılır.insanlık adına yapılan bir eylem değil.

İslam dini tapın bana cennette yerin hazır diyen al gülüm ver gülüm bir dindir.

İslam özgün bir din değildir..kendinden önce gelen diger dinler, mitolojik ve pagan dinlerinden devşirmedir.

muslumanlikta; namaz abdestiyle, boy abdestiyle taharet var.sabiiliktede var

muslumanlikta vakit namazlari var 5 vakit

sabii’likte de vakit namazlari var ucu farz 6 vakit

muslumanlikta ve sabiilikte cenaze namazlari ayni

her ikisindede vakit namazlari benzer,

her ikisindede oruc vardir

her ikisindede nafile orucu vardir.

her iki dindede ramazan bayrami var.

kurban her ikisindede var

her ikisininde ibadethaneleri var,

ve ikisindede hac vardir..

kisacasi her iki dindede ibadetler gunesin hareketlerine gore duzenlenir..

Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namazı kıl, fecir vakti (namazda okunan) Kur’an’ı, işte o, şahid olunandır. (İSRA SURESİ / 78)

Güneşe ve onun parıltısına andolsun, (ŞEMS SURESİ / 1 )

ORUÇ

 

Turan dursun din bu 2 adli eserinde bakalim ne diyor..

orucun kökeni: güneşe tapma
“..ibrahim peygamber, yıldızı görür, yıldıza , “tanrım” der; ay’ı görür, ay’a “tanrım” der. güneş’i görür, güneş’e “tanrım” der. bu gökcisimlerinden güneş’i daha büyük ve daha parlak görünce, “işte tanrım budur, bu daha büyüktür” diye konuşur. ne var ki, “tanrı” dedikleri batınca, onlara “tanrı” demekten vazgeçer. ibrahim peygamber önce yıldızdan, sonra ay’dan en sonunda da güneş’ten vazgeçer. kur’an’ın en’am suresi’nin 76, 77 ve 78. ayetleri böyle anlatır, ibrahim peygamber’in “asıl tanrı”ya dönüşünü. (turan dursun, bkz din bu2)

 

Süryanilerde Ninova orucu:M.Ö. 862 yılında Ninova halkının, Tiğlatpalassar döneminde, Ninova’da gerçekleştirdiği gerçek tövbeyi örnek alarak, kilise bu orucu tutmaktadır. Kilisede oldukça eskidir, hatta Mor Efem de (373) ondan bahsetmektedir. İlk dönemlerde 6 gün tutulurdu.

Oruç bilindiği gibi hristiyanlıkta da vardır fakat “belli bir ayda oruç tutma” geleneği Arap paganlarının eski bir geleneğiydi.

İncil de Hz. Isa ilk görevlendirildiginde 40 gün oruç tutuyor bu oruc sonrasi seytan onu denemek icin sunlari söylüyor.

mat/4/1 Bundan sonra İsa, İblis tarafından denenmek üzere Ruh aracılığıyla çöle götürüldü.

mat/4/2 İsa kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı.

mat/4/3 O zaman Ayartıcı yaklaşıp, “Tanrı’nın Oğlu’ysan, söyle şu taşlar ekmek olsun” dedi.

SÜNNET

Muhammedin yaptıklarını tekrarlamanın islamdaki adı Sünnet’tir.Penisin ucundaki kabuğu kesip atmanın adı da sünnet…Oysa muhammed’in sünnet olduğuna dair hiç bir kanıt yoktur islam kaynaklarında.Böyle bir kanıt olmayınca  muhammedin doğustan sünnetli olduğu öne sürülür..

Allah insanı mükemmel yarattıysa penisin ucundaki fazlalık neyin nesidir diye sorma gereği duyuyorum.

 

İslam öncesi putperest araplara çeşitli tanrılara tapmaktaydılar.Bunlardan biride  ay tanrısının eşi, güneş tanrıçasıdır.insan korkak bir canlıdır. Korkularını adak ve kurban adayarak en aza indirmeye çalışmıştır.

(yazı tam olarak bitmiş değildir..ilavelerim olacaktır)

KAYNAK:

(1) Hazırlayan Gene D. Matlock, B.A., M.A.

Türkçe’ye Tercüme Eden: Kemal Menemencioğlu ve http://www.hermetics.org sitesine çalışmalarından dolayı teşekkür ederim..

(2) http://islamiyetgercekleri.wordpress.com/islamiyet-ve-gunese-tapim

(3) www.turandursun.com sitesi forumlarından alıntı


ALLAH’IN SOPASI

22/07/2009

“… ‘Biz Hıristiyanız’ diyenleden de kesin sözlerini almıştık ama onlar da kendilerine … (verilen Kitab’ın) önemli bir bö¬lümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık…” (Maide Suresi, ayet 14.)

Ayeti okudugunuzda kiyamete kadar “dusmanlik ve kin” ibaresi dikkat cekiyor…

Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların hayırlısıdır. (ali imran 54).

Ayettende ansalidigi gibi, allah bazi kullarina tuzak kuruyormus..peki kuran’in allahi tuzagi gercekte kimlere kurmustur..
Kiyamete kadar olsa da gercekte allah hiristiyanlarin ve yahudilerin aralarina kin ve dusmanlik salmis midir..?

Museviliktede mezhepler vardir.. Muhafazakar Yahudiler,Ortadoks Yahudiler,Reformist Yahudiler.Yeniden Yapılanmacılar

Peki hic duydunuz mu yahudi mezheplerinin ic savaslarini, anlasamadiklari icin birbirini olduren yahudileri…aksine dunyada etnik anlam da birbirlerine kenetlenmis ender irklarindan biridir israil ogullari…museviler dinsel anlamda da birbirlerini katletmemislerdir…
Demekki allah kin ve dusmanlik salamamis aralarina..

Gelelim hiristiyanliga..baslica mezhepleri protestanlik, katoliklik ve ortodoksluktur..ayrica onlarca kucuk mezhepleri vardir…

Peki yuzyillardir, (1648den sonra) din adi altinda birbirlerini olduren hiristiyanlari veya hiristiyan mezheplerini biliyormusunuz? gecmiste yasanan savaslarin uzerine sunger cekip bugun kardesce yasamaktadirlar…demekki kiyamete kadar kin ve dusmanlik salamamis kuranin allahi…

Allah kiyamete kadar kin ve dusmanligi muslumanlar arasina salmis olmasin?
Eger allahin bir sopasi varsa bunu muslumanlara salliyor oldugu bir gercek..

Muhammed olur olmez, islam icinde iktidar savaslari basliyor, 3 halife diger muslumanlar tarafindan olduruluyor…bu allahin sopasi degilmidir?

Muhammedin torunlari hasan-huseyin diger muslumanlarca olduruluyor, peygamber torunu bile olmak diger muslumanlarin siddetinden kurtulmak icin yeterli olmuyor..

Camel savasinda muhammed’in karisi ayse ile halife ali savasiyorlar onbinden fazla musluman oluyor.. sopa sallamak degilmidir bu?

Siffin savasi..ebu sufyan ve hz. Ali arasindaki bu savasta 90.000 musluman birbirlerini oldurdu…allah kin ve dusmanligi muslumanlarin arasina salmis olmasin? Bundan iyi sopa olur mu?

Maide 56. Kim Allah’ı, onun peygamberini ve inananları dost edinirse bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir.

nasil oluyorda bir savasta 90.000 musluman öluyor, allah galiplerin yaninda oluyor..ölen adam galip sayilirmi?

Hadi bunlar islamin daha yeni yeserdigi yillarda oluyordu…daha dun sayilabilecek iran irak savasi…kuveyt irak savasi,Hergun devam etmekte olan sii-sunni savaslari..birbirlerinin camilerini bombalayip birbirlerini katletmektedirler..

Ulkemizde hizbullah diger muslumanlari katledip evlerinin bodrumlarini, bahcelerini mezarliga cevirmedi mi?,
Benzeri katliamlar, cezayirde fis militanlari tarafindanda uygulandi mi?

Hacca’da humeyni’nin emriyle iranlilar binden fazla muslumanin olumune neden oldular,
Her yil seytan taslarken olen muslumanlarin haberleri hafizamizda..taslanirken olen seytan henuz gorulmedi, duyulmadi,

tapindiklari kabe bile sayisiz kez su baskinlarina ugradi..allah daha sopasini nasil gosterecek..

Onlarca musluman ulke, yuzmilyonlarca musluman ortadogunun en kucuk ulkelerinden 5.5 milyonluk israille basa cikamamaktadirlar, birlik olup israilin hakkindan gelememektedirler..kin ve dusmanlik kimin arasina sokulmus gercekten..allah sopasini muslumanlara gosretmektedirler..hala anlamadiniz mi?

Allahin sopasi israildir, amerikadir, ingilteredir..bundan iyi sopa olur mu? Muslumanlari hergun dayaktan gecirmektedirler..

Daha cok yeni olan israilin gazzedeki olaylari..allah muslumanlarin arasina kin ve dusmanlik salmis olmali ki, birlik olup israile dur diyememektedirler…alin size alllahin sopasi..

Allah bazen sopasini aclikla gostermekte somali’de, ethopya’da, nijerya’da muslumanlar acliktan olmektedirler..

Cecenistan beslen’de ki ilkokulu basip 350 rus cocugun cecenler tarafindan oldurulmesine ses cikarmazsaniz, cocuklariniz yahudiler tarafindan oldurulunce feryat etme hakkina sahip olabilirmisiniz?

Madrid’te, londrada masum insanlar metroda olurken deve kusu olursaniz allah yahudi kartini kullanip filistinlileri oldurur…

Istanbuldaki sinagog baskinina icin icin sevinirseniz,allahin sopasi gazzede caminizi vurur…

Eger Allah ve bir de sopasi varsa,zaman zaman da kullaniyorsa, muslumanlara gostermekte fakat onlar derin uykularina devam etmektedir..

Yuzlerce yillik peygamber omurlerine gore, muhammedin 63 yasinda olmesi allahin sopasi degilde nedir?

Ulu bir yaratici kullari arasina kin ve dusmanlik salabilir mi? bunu yaparsa ulu olabilir mi?
Diyelim ki boyle bir allah var, kin ve dusmanlik kimin arasinda vardir gercekten?
Allah kimlerin yanindadir? Biraz dusunun lutfen!!!

Bir tanri ve cehennemi varsa, (bana gore kullarini yakan bir tanri olamaz) bugun muhammed ve sahabelerin cehennemde yandigindan kuskunuz olmasin..

Allahin sopasi demeklos’in kilici gibi muslumanlarin tepesinde sallanmaktadirlar…onlarin kalp gozleri koreldiginden gorememektedirler..

ISLAM ULKELERINDE DURUM.

akla ve bilime dayali egitim sisteminden uzak, din merkezli cagdisi egitim yapan sark toplumlarinin durumu ortada…

her sey allah’tan diyen ademoglu bilim uretebilir mi?… muslumanlar icin bir paradoks var..bilimin temelinde suphe vardir..din ise bir dogma, supheye yer yoktur..suphe ediyorsan dinden cikiyorsun..
her sey allah’tandir diyorsun, labaratuar calismasina veya akademik calismaya gerek kalmiyor..
yan gelip yatiyorsun..ustelik cenneti de garanti ediyorsun.

bana gore islam toplumlarin da doktor bile olmasi bir reformdur….cani veren allah, cani alan allah..
allah can almaya karar verirse, hangi doktor engel olabilir..anlayis bu.
yine de haci’ya hocaya ufurukcuye gidiyor yurdum insani, recete yerine muska yazdiriyor..
sinegin bir kanadin da zehir diger kanadin da panzehir olduguna inanan arkadas hipokrata inanir mi…?

sanatin icine tukuruyorsa baskentin belediye baskani, heykeltras yetistirilebilir mi?
vesikalik resmi bile gunah sayan dusunce sanat uretebilir mi..?
hala olimpik oyunlarda basortusu ile kosuyorsa kadini, sporda basarili olabilir mi?

tek basarili olduklari konu canli bomba imalati..
dunyanin hic bir cografyasinda insanlar kendilerine bu kadar kotu davranmiyor..

amerika ulkerini isgal ederken, onlar hala birbirlerini olduruyorlar..
vurmadiklari tek yer askeri hedefler, oldurmedikleri tek canli asker..
israil topunla tufeginle saldirirken, sokaklara surulmus kadinlar ve cocuklar..
birisi olse de propoganda yapsak, dunyayi ayaga kaldirsak dusuncesi icindeki erkekler…
sark kurnazligi dedigimiz sey bu olmali !!!

bilim uretemiyorsun, teknoliji uretemiyorsun, sanatin her turunden uzaksin,
boyle olunca insanlarin din adina sacmalik uretmeleri kacinilmaz oluyor,
bir peygamber var..bir de kitap…
sonrasi milyonlarca hadis, milyarlarca hic bir degeri olmayan din soylemleri..kendileri pisirip kendileri yiyorlar,urettiklerinin dunyaya ve insanliga katkilari yok denecek kadar az…
dalai lama veya budizm kadar dunyayi etkileyemediler..onlar kadar sayginlik uyandiramadilar…

hala misfakla dis fircaliyorsan urettiklerin de o perspektifte oluyor..
en buyuk bilimsel calisman ise, zemzem suyunun faydalari!!!
cene suyuna corba!!!

boyle olunca allahin sopasini hergun yiyip oturuyorsun..


MUHAMMED KURANA NE KADAR DEĞER VERMİŞTİR?

13/01/2009

kuranda onlarca ayette “bu kitap” diye bir soylem var…

oysa muhammed oldugunde ortada kuran isimli bir kitap yoktur…

Kuran ayetleri gelişi sırasında Peygamber’in yanında bulunan bu işin tutkunları tarafından ezberlenerek belleklere yerleştirilir. Peygamber’in ölümüyle ayetleri belleğinde tutan birincil kuşağın yaşlanmaları nedeniyle ölebilecekleri ve giderek Kuran ayetlerinin unutulabileceği, zamanla ayetler konusunda çelişkilerin doğabileceği düşüncesiyle Ebu Bekir’in halifeliği döneminde ezberdeki Kuran ayetleri yazılı hale getirilerek Peygamber’in eşlerinden Hafsa’ya bırakılarak saklanması istenir. Osman’ın halifeliği dönemindeyse bu Hafsa’daki Kuran alınarak bugünkü biçimiyle yeniden düzenlenir. Sure ve ayet adlarıyla numaraları konur. Birden çok nüsha yapılarak genişlemiş İslam Devleti’nin her eyaletine bir tane gönderilerek, toplumdan bu Kuran’a uyulması istenir. Hafsa’dan getirilen ilk Kuran derlemesi metni, ileride çelişecek anlamalara yol açar düşüncesiyle yakılarak ortadan kaldırılır.

Kaynak: Çağdaş tarihçilerden Taberi bu yakılma olayına Halife Osman’ın ağzından anlatarak yer verir. Bkz. Tarih-i Taberi Tercemesi (1983), C. III: 159; Ayrıca Kuran’ın nasıl ve kimlerin elinde derlenip yazıya geçirilişinin öyküsü için bkz. Kaya (1996): 237-245.

Kuran’ın ilk orijinali: Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı. Yakıldı.
Kuran’ın ikinci orijinali: Ebubekir döneminde yapılan derleme. Yakıldı.
Kuran’ın üçüncü orijinali: Osman döneminde oluşturulan “azmalar”. Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok.

Muhammed sagliginda kendine gelen vahiyleri neden yazili kayit haline getirmedi, o gune kadar gelen ayetleri neden toplattirip kitap haline getirmedi.?kurandan gunumuze neden yazili kayit, ulasmadi?

Kuranin bir harfinin degismedigi sunni islamin savidir.bu vebal muhammedindir..kuran ihtilaflidir..boyle olmasa bugun muslumanlar parcalanmis olmazdi.. mezheplerin, tarikatlerin , tekkelerin ve musluman gladyotorlerin kan akittigi bir arenaya donusmezdi..

6236 ayetin ceylan derisine, kemiklere yazdirildigi inandirici degil..madem islam bilim adamlari yetistirdi, madem kuran’da her turlu ilim var..sumer tabletleri, mumyalar,papirusler gunumuze kadar ulasirken kuranin orijinal bir ayeti gunumuze ulasmadi.. kendisi inansa yazin daglara taslara bu kitabi demezmiydi?

Muhammedden sonra 2,5 yil halifelik yapan ebubekir ve sonrasi halife olan omer’de toplatmayinca daha sonra halife olan osman kurani toplatmistir..
muhammedin ve halifelerin kurana siradan musluman kadar bile deger vermedigi ortada.ustelik ugruna dunya yaratilan bir peygamberken, ustelik olmasaydi varligi yaratmazdim diyen bir allahi olmasina ragmen..

Muhammed kurana gereken onemi gostermiyorken, allah muhammede gercekte deger vermis midir?

dogdugu anda ellerinin ustune basan ve basini yukari kaldirip tanrisina bakan, peygamber muhammedin olurken cektigi acilar..ugruna dunyayi yaratan tanrinin habibini kivrandirarak oldurmesi..

ilk insan, ilk peygamber ademe 2000 sene,nuha 950 sene diger peygamber takiminada 300-500 sene hayat verip muhammede 63 sene yasama hakki vermesi..

bir cok peygambere mucizeler verirken muhammede hic mucize yetenegi vermemesi..

ilk peygamber ademe butun ilimleri vermesi, son peygamber muhammede okuma yazmayi bile cok gormesi…

bunlari muhammede cok goren kurandaki tanri, ahzap 50 suresi ile butun kadinlari muhammede helal eder mi?

ahzap 37 ayeti ile evlatligi zeyd’in karisi zeynep’i muhammede nikahlar mi?

ganimet ve sayisiz cariye ve kole edinmesini serbest birakan ayetleri gondermis olabilir mi..?

bunlari akil ve mantik kabul edebilir mi? adil olan bir tanri bu ayricaliklari saglayabilir mi?

islam nurunu tamamlayacaktir diye bir cumle yinelenip durur…iyide islam nurunu nasil tamamlayacak, ortada bir elcide yok..bir elci olmadanda islam nurunu tamamliyorsa 240.000 peygambere ne gerek vardi..bu kadar peygamber enflasyonu yaratmadan ulu yaratici nurunu tamamlayamazmiydi?

o istese peygamberler olmadan insanlar dogru yola gelmezmiydi?

bu kadar kitap ve peygamber gonderen, insanlarin kafalarini karistiran bir tanri olabilir mi?

muhammedin yasarken ilgi gormedigi, inandirici olmadigi ortada..islami yayma adi altinda kervanlara saldirip  ganimetler elde etmis..ganimet ayetlerini kurana koymustur..ganimetlerle insanlarin ekonomilerine, 4 nikahli es ve sayisiz cariye mantigi ile sehvetlerine hitap etmistir.

Muhammedin cenazesi bile bir tarikat seyhi gorkeminde olmamis, hatta bir cok insanin haberi olmadan sessiz sedasiz gomulmustur…sahabe, muhammed olur olmez post kavgasina tutusmus, 3 islam halifesi ve peygamberin torunlari muaviye tarafindan oldurulmus, peygamberin soyu bile yurumemistir..muhammedin en sevdigi karisi ayse bile, halife ali ile kanli iktidar savaslarina girismislerdir..(camel savasi) sunni islam bu konuda deve kusu olmayi tercih etmektedir..

muhammed olumunden sonraki yillarda efsanelestikce buyumus, sagliginda goremedigi degeri oldukten sonra gormustur..binlerce hadis yazilmis, sisirildikce sisirilmistir..

bu balonun havasi kacmistir..birileri hava pompalamaya devam ediyor..pompaladikca balon ucmaya devam ediyor.

bende dunyada yasiyorum venus’te degil.. ayni resme bakip farkli yorumlar yapabiliyoruz…bu hikayelere yillarca bende inanmistim..inananlari cok iyi anliyorum.din bir tabu’dur..beyni durdurur.


İSLAM VE AHLAK

13/01/2009

ISLAM VE AHLAK

konu namus oldugunda islamcilardan daha namuslusu yok..onlar gibi dusunmeyen herkes namussuz..
hatta onlarin inandigi, allaha, kitaba, peygambere inanmaniz bile yetmez..mezhebinizde ayni olacak..yillarca alevileri mum sondu yapmakla itham etmediler mi?

1952 yilinda vatan gazetesi sahibi ahmet emin yalmani, allahsiz oldugu gerekcesi ile vuran islamci yazar, allah dostu huseyin uzulmez 14 yasindaki kiza cinsel istismardan tutuklandi ve cezaevine atildi…diger namuslu! Muslumanlarin girisimi ile kizin bu olaydan etkilenmedigine dair adli tip raporu duzenleterek serbest birakildi..yillar oncede muslum gunduz huseyin uzulmezin evinde yakalanmisti..bak su allahin isine!!!..var midir bir hikmeti?

tekbir giyimin sahibi 3 esli olmasinin nedenini, kurani ve muhammedi rehber almasi ile acikladi..insan yapisinda cok eslilik oldugunu savunan karaduman oyle olmasaydi genelevler olmazdi dedi..ayni modacinin vucut hatlarini belli eden islami moda anlayisi ve defileleri islamci elitin ilgi odagi..

islami ve islamci hukumeti savunan unlu gay modaci cemil ipekci muhafazakar oldugunu acikladi..islami kesiminde artik nurtopu gibi bir gay’i var..

malta’da cubbesini fora edip, jet ski uzerinde ustsuzleri rontgenleyen cuppeli hoca,utanmadan postunun uzerinde muritlerine show yapmaya devam ediyor..

dervisin fikri ile zikri deyisini dogrulayan, turban ile kadinin donunu kiyaslayan basbakan yardimcisi

motorcu adnan oktarlar,(harun yahya) ali kalkancilar, tv’de birbirlerine nasil atladiklarini anlatan, kadinin sacindan bile tahrik olan musluman halkim,

yakin zaman once basinda cikan bir haber..yaslari 18 ile 40 arasi olan 9 kisi 14 yasindaki kiza gunlerce tecavuz etmekten tutuklandi..muhtemel hepsi allah bir muhammed onun peygamberidir diyen zevat..

“referansimiz islam” diyen zevatin referanslarina bir goz atalim..

***hulle nikahi: iki kez bosandigin karin ile 3.kez evlenmek istiyorsan, karin once baska birisi ile evlenmeli ve gerdege girmeli.( bakara suresi 229-230. ayet)
***muta nihaki: muhtemel ayetinden yola cikan muslumanlar (ozellikle sii’ler) mehirini odedigini kadin ile bir kac saatligine nikah kiyabiliyor.. ulkemdede genelev kapilarinda nikah kiymak uzere bekleyen musluman halkim benim..(nisa. 24 ayet)
***zina: yatakta yakaladigin esini zina yapmakla itham edemiyorsun..cunki 4 sahit gerekiyor. (nisa15. ayeti)
***cennet’te ki tomurcuk goguslu huriler..(nebe 33. ayet)
***takiyye ayetleri,yalan soyleyebilme ozgurlugu (ali imran 28,nahl 106. ayetleri)
***evlatliginin karisi ile evlenebilme ozgurlugu!!! (ahzap suresi 37. ayet)
***4 nikahli es, savaslarda elde edilen cariyeler (seks koleleri) (nisa 3 ayeti)
***hac’da zekkerlerden (penislerden) damlayan meniler, ” (kaynak: Buhari, Hac/81; Umre/6; Şirket/7; Muslim, hac/141; Hadis/1216; Neşe-I Menasik/77; Ibn-I Meca, menasik/77 Hadis/2980; Ahmet Ibn-I Hanbel, Müsned 3/317-366)
***beni mustalik gazvesinde esirlere  yapilan azil,(bosalma) (buhari nikah 49)
***hala kizi, dayi kizi, amca kizi,evlatliginin karisi ile 9 – 63 yaslari arasinda sayisiz kandinla peygamber evlilikleri.(ahzap 50)
***hadislere gecen peygamberin 30 erkege bedel cinsel gucu, (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, hadis no: 192.)
***kurana girmis, muhammedin kadinlari ile yatma sirasi ve kavgalari, (ahzap 51)
***yolda guzel bir kadin gordugunde eve gidip hanimlari ile seks yapmasi, (Bkz. Müslim, e’s- Sahih, Kitabu’n-Nikâh/9-10, hadis no: 1403; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’n-Nikâh/44, hadis no: 2151; Tirmizî, Sünen, Kitab’r-Rıdâ’/9, hadis no: 1158.buhari hibe 8)

***gilgamesh destanindan esinlenilen ilk insan adem havva hikayesi, ensest iliski ile gunumuze gelmis insanlik anlayisi,

Ve islamin iz dusumu gunumuzdeki musluman ahlaki,
***kadini sahitlik ve mirasta esit gormeyen, ama bacak arasini herkesten cok sahiplenen anlayis,
***sokaklarda, parklarda, sinamalarda opusen turbanli kizlar
***vucudun butun hatlarini gosteren islami moda, ve defileleri,
***50 civarinda genelev, bir o kadar escort telekizlar ve bunlarin musterileri musluman kardesler
***gelinlikle yuruyen baris elcisini kacirip tecavuz etmeler,

***kelli felli adamlarin cocuk yaslardaki kiz ve erkeklere toplu tecavuz ayinleri.

***18 aylik bebege tecavuz eden vicdansizlar,

***anne ve kizina birlikte tecavuz eden sapiklar..

musluman arkadaslarin ahlak ve namusundan suphem yok..
biraz ahlak ve namuslari varsa bu kuran’a, sunnete dayali degildir..toplumsal ahlaktir, evrensel ahlaktir..insanlik ahlakidir..

hangi insan karisini yatakta yakaliyip 4 sahit yok diye zina yapmiyordu benim karim diyebilir..
geneleve gidip pezevenge al su parayi kiy muta nikahimizi 3 saatligine diyebilirmisiniz,
hanginiz, 2 kez bosandiginiz karinizla 3.kez evlenmek icin baskasinin altina yatirabilir..

9 yasidaki kizla gerdege girip, evlatliginizin karisi yani gelininiz ile evlenebilirmiydiniz?

yukarida yazilanlari ahlakli buluyorsaniz  sozumuz yok, islami yasiyorsunuz…imaninizdan suphemiz yok.

bazi arkadaslar islamda muta nikahi yoktur diyorlar..iyide,  kurani en iyi sen mi anladin? adinda islam cumhuriyeti ibaresi olan ve ayetullah adindaki mollalarla yonetilen iran anlamadi mi?

bu ayeti yorumla..bakalim iran’daki muta nikahinin esin kaynagi neymis?

Nisa suresi 24.ayet

Ve evli kadınlarla evlenmeniz (haram kılınmıştır), elinizin altında bulunan (harp esirleri) cariyeler müstesna. (İşte bunlar) Allah’ın size farz kıldığı (hükümler)dir. Ve bunların dışında, iffetli olmak ve zina yapmamak şartıyla mallarınızla istemeniz (mehirlerini verip almanız) size helâl kılındı. O taktirde farz olan mehirlerini onlara verin. Ve sizin üzerinize onunla mehirden sonra anlaşmanızda bir günah yoktur. Muhakkak ki; Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.

Vel muhsanatü minen nisai illa ma meleket eymanüküm kitabellahi aleyküm ve ühılle leküm ma verae zaliküm en tebteğu bi emvaliküm muhsıniyne ğayra müsafihıyn femestemta’tüm bihı minhünne fe atuhünne ücurahünne ferıdah ve la cünaha aleyküm fıma teradaytüm bihı mim ba’dil ferıdah innellahe kane alımen hakıma

Ayette geçen femestemta’tüm kelimesinin aslı olan mut’a sözcüğü şer’i örfe göre müddete bağlı evlenmek manasına gelir.diger bir anlami diledigin kadar kullanmaktir.. Buna göre ayetin manası şöyle olur: Kadınlardan biriyle anılan bir müddet zarfında evlenerek faydalandığınız takdirde, ücretlerini kararlaştırdığınız şekilde verin.

adi iran islam cumhuriyeti…muta nikahi yururlukte..yasal, kanuni..ulkemizde de hergun onlarca genelevin kapisinda binlercesi sirada bekleyen erkeklerimiz,

Turk insaninin adina zamparalik, capkinlik dedikleri bu eylemin adidir  muta nikahi…